İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB), 2020 ve 20221 yıllarında yaptığı üzere geçen Kurban Bayramı öncesinde de internet üzerinden müracaat tekniğiyle bir bağış kampanyası düzenledi. Kampanyaya, 12 bin 85 bağışçı katılıp, hissedar oldu. Bu kapsamda bin 728 kurbanlığın kesiti gerçekleştirildi. Kavurma, kelle paça çorbası, işkembe çorbası ve kemik suyu, konservelenen etler, 21 günlük dinlenme müddetine alındı. Yaklaşık 232 bin muhtaçlık sahibi aileye ulaştırılacak olan konserveler, İBB’nin Zeytinburnu’ndaki depolarına ulaştı.
İBB Lideri Ekrem İmamoğlu, CHP PM üyesi Gökhan Günaydın, İBB Genel Sekreteri Can Akın Çağlar ve İstanbul Vakfı Lideri Perihan Yücel ile birlikte kurbanlıklarının dağıtımını başlattı.
Dağıtım öncesinde konuşan İmamoğlu şunları söyledi:
“Bugün, uzun bir emeğin sonucu, hoş bir anda buluşuyoruz. Bazen yaptığınız işler vardır, sonucu bu ana ulaştığında ve sonrasında, insanları keyifli ediş biçiminde bu türlü değerli bir aracılığı başardığınızda, sahiden çok büyük bir manevi huzur hissedersiniz. Şu an İBB ve İstanbul Vakfı olarak bizler, başlattığımız bu sürecin o huzurunu yaşıyor durumdayız. Türkiye’mizin açık orta en büyük sorunu, iktisat. Artık yüzde 80-85 oranında vatandaşlarımız geçim kasvetinden, hatta beslenememekten hatta muhtaçlık duyduğu acil besinleri alamamaktan bahsetmekte. Ki bu oran, ne yazık ki İstanbul üzere metropollerde daha büyük zahmetli sayılara ulaşmakta. İstanbul’da, bilhassa sofralarına et girmeyen, sağlıklı ve insanları geliştiren, besleyici besine erişemeyen yüz binlerce ailemiz var. Bu bizim tespitlerimiz sonucu söylediğimiz, ne yazık ki gerçek sayılar. Bebekler süte ulaşamıyor. Şimdi gelişme çağındaki çocuklar, gençler ne yazık ki meskenlerde, sofralarında bu besleyici besinlere erişemiyorlar.
“Halk Süt’e, Askıda Fatura’ya neden gereksinim duyuluyor”
Biz, İBB olarak, vazifeye geldiğimiz birinci günden itibaren bu badireyi kaygı edinen ve bunu, ‘Ekonomi Büyükşehir Belediyesi’nin sorunu değildir’ demeden, ‘İlave hangi metotlarla daha büyük katkıları nasıl sunabiliriz’in arayışına geçtik. Ve bugün en kıymetli vazifemiz; saydığımız bu alandaki farklı hizmetlerimizle, birçok dayanışma projesini yaşama geçirdik. Halk Süt, Askıda Fatura, Anne Kart, Yeni Doğan Bebek Paketi, Anne Bebek Takviye Paketi, öğrenci burslarımız ve son devirde hayata geçirdiğimiz Kent Lokantalarımız bunlardan bir kısmı. Baktığınızda Halk Süt’e niçin muhtaçlık duyuluyor ve niçin artık 180 bine yakın çocuğumuza erişiyor? Ya da bugün tekrar baktığınızda artık 500 bin faturalara giden Askıda Fatura’ya niye muhtaçlık duyuluyor? 2018 itibariyle konuştuğumuz ekonomik problem, 2019’da mahallî seçimde de gündemdi. Ve sonrasında pandemi, hayata farklı bir sıkıntılı bir süreç oluşturdu. Ki bu devirde de ne yazık ki ülkemizde uygulanan siyasetler, vatandaşlarımızı olabildiğince yalnız bıraktı. Lakin biz, bu süreçte ortaya koyduğumuz kabiliyetlerle, bahsettiğimiz bu ortaya koyduğumuz yeni uygulamalarla, neredeyse artık 100 binlerce diyeceğimiz, 1,5 milyonu aşan haneye bir biçimde dokunan yardımlaşma ağlarını oluşturmuş olduk.
“Sorumluluğumuzu yerine getiriyoruz”
Burada geleneklerimize, göreneklerimize, inancımıza uygun bir biçimde bütün uygulamalarımızı yaptık. Bu da neydi? Elbette ki veren elin alan eli görmediği ve hiçbir vatandaşımızın, hiçbir hanenin, hiçbir çocuğumuzun asla rencide olmadığı bir sistemle, yardımlaşma sürecini başardık. İslam dini dayanışmayı, kardeşliği, birlik ve beraberliği öğütlüyor. Hasebiyle dinimizin gereği olan bu anlayışla ortaya koyduğumuz bütün bu faaliyetlerde, sizler de şahitsiniz ki 3 yıl boyunca ne bir fotoğraf görebilirsiniz ne de bir vatandaşımızın rencide edildiği bir anı görebilirsiniz. Bunun çok değerli olduğunu düşünüyorum. Zira bizim hizmet anlayışımızda şu realite var: Biz, bugün sorumluluğumuzu yerine getiriyoruz. Olağan ki ülkeyi yönetenlerin bir diğer sorumluluğu daha var. Ülkede yoksulluğu bitirmek. Yoksulluk bittiğinde elbette bizler o vakit ülkemizde diğer şeyleri konuşuyor oluruz. Lakin bugün yoksulluk var ise, bizler de bu sürecin tahliline katkı sunmak durumunda olan yöneticileriz.
“Çocuklarımızın gelişimine katkı sunacak”
Kurban kesitleri İslami yollara uygun bir biçimde gerçekleştirildi. Gördüğünüz üzere, burada hem kesilen kurbanlardan konserve elde ediyoruz, kavurma yapıyoruz hem tıpkı vakitte işkembe çorbamız var, kemik suyu var. Yani burada ortaya koyduğumuz eserlerle, aslında insanlarımızın konutuna yalnızca bir besin değil, tıpkı vakitte o meskendeki çocuklarımızın, ailelerin gelişimine katkı sunacak eserleri hazır hale getiriyoruz. Bu bir emek süreci. Dağıtımıyla birlikte yaklaşık 3-3,5 ayımızı alan çok titiz bir çalışma. Hem dini vecibelerini onların ismine titizlikle, tahminen yaşayacakları zorlukları da onlara yaşatmadan onlara dayanak olarak bu sonuca erişiyoruz.
“3 yılda 580 bin haneye konserve ulaştırmış olduk”
Yaklaşık 43,5 milyon lirayı aşan bir bağış elde ettik. Bugün de ortaya konan 232 bin konservemizi yola çıkartıyoruz ve ailelerimize ulaştıracağız. Şöyle bir geçmişe baktığımızda; yaklaşık olarak biz, 580 bine yakın meskene 3 yılda konserve ulaştırmış olduk. Bu da çok bedelli bir muvaffakiyet haline geldi diyebilirim, hedefine ulaştı. Bunun daha da büyüyerek bir geleneğe dönüşmesini, bugün başlattığımız bu atağın çok daha büyük sayılara ulaşacağını bugünden görüyorum. Hem insanlarımızın ibadetlerine kolaylık hem bugüne dönük gereğini yerine getirmek -ki kurban eti zati paylaşılması büyük oranda niyetiyle gerçekleştirilen bir ibadet- tarafıyla de çok çok pahalı bir işi başardığımızı görüyorum. Şu anda bu konservede, orada tahminen kazanda kaynayan binlerce insanımızın bağışladığı etlerin birbirine lezzetinin karıştığı bir biçimde, 232 bin haneye dağılacak ve o lezzetle insanlarımız buluşacak. Çok çok memnunuz. Bütün emek veren arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Hem Allah kabul etsin bağışlayanlara hem de afiyet olsun değerli hemşerilerimize.”
İmamoğlu ve beraberindeki heyet, konuşmanın akabinde, İstanbullu muhtaçlık sahiplerine ulaştırılacak birinci konserveleri, İBB araçlarına yükledi. (ANKA)