Avrupa Birliği, bir müddettir otomobil kesimine odaklanmış durumda. O denli ki kanun koyucular, bundan bir mühlet evvel aldıkları bir kararla kıta genelindeki içten yanmalı motorlu araçlardan, 2035 yılına kadar kurtulmaya karar verdiler. Şimdiyse Avrupa Birliği’nden gündeme bomba üzere düşecek yeni bir karar geldi.
Avrupa Birliği kanun düzenleyicileri, yeni bir uygulamayı hayata geçirdiler. Alınan karara nazaran Avrupa’da piyasaya sürülen arabalar, hız kısıtlama teknolojileri ile “kara kutu” içermek zorunda olacaklar. 6 Temmuz 2022 prestijiyle piyasaya sürülen her araba için gerekli görülen özellikler, Temmuz 2024 prestijiyle mecburî hale gelecek.
Kara kutu makul olsa da sürat sınırlama ve ikaz sistemi başları karıştırdı
Avrupa Birliği’nde yürürlüğe giren yeni kanun, Avrupa Birliği ülkelerinde gündem oldu. Aslında pek çok kişi, arabalara konulacak kara kutu meselesini eleştirmiyor. Zira bu kara kutular, arabaların tüm datalarını kayıt altına alacak. Bu sayede arızalardan trafik kazalarına kadar pek çok durum, kara kutudaki bilgi sayesinde aydınlatılmış olacak.
Ancak yasanın gerekli gördüğü sürat sınırlama teknolojileri baş karıştırmış durumda. Zira yasa, arabalara “Akıllı Sürat Asistanı” (ISA) isimli bir teknolojiyi mecburî kılıyor. Bu teknoloji, GPS bilgilerini kullanarak çalışıyor. Şoförlerin suratını anlık olarak takip eden teknoloji, sürat sonlarının aşıldığı durumda 4 farklı karardan bir adedini veriyor. Bu kararlar şöyle;
- Görsel yahut sesli uyarı göndermek. (Gösterge yahut bilgi-eğlence ekranında)
- Titreşimle bildirim sağlamak. (Direksiyonda)
- Dokunsal geri bildirim sağlamak. (Pedalda)
- Aracı otomatik olarak yavaşlatmak.
Buradaki sorun şu: Avrupa basını, bu sistemin hangi yollarda geçerli olacağını bilmiyor. Üstelik ISA’nın bilgi doğruluğunun nasıl sağlanacağı da net değil. İşin bir de acil durum boyutu var. Örneğin bir arabada hasta bulunabilir. Araba kendi kendini yavaşlatırsa ne olacak? Tüm bu baş karışıklıkları, kanun koyucuları tekrar düşünmeye sevk edebilir üzere görünüyor.
